Temmuz 05, 2011

yorgun..


Uzun zamandır hiç birşey yapamıyorum..
Çok yoruldum sanırım..
Hem işten hem de iş dışında çok üstüme gelen hayattan..

Artık izin vakti..
Çok değil 5 güncük, deniz kenarında elimde kitap, uyuklamak, hafif terlediğimi her hissedişimde denize girip, her deniz sonrasında acıktığımı hissedip, eve koşup bişeyler atıştırmak, yazlığın mutfağında annemi bişeyler hazırlarken izlemek istiyorum..

Bu sene, yine Ayvalık çekiyor canım..

1 gün Cunda Adası,
1 gün tekne turu,
1 gün Sarımsaklı Plajı,
1 Gün Hasan Boğuldu Şelalesi,
1 akşam Şeytan Sofrası..

Tabi salı ve perşembeleri Sarımsaklı ve Ayvalık Pazarlarını ihmal etmeden..
:)
Program hazır :)

Çok ihtiyacım var, denizin tuzlu suyunu hissedip, bulduğum her deniz kabuğunu aynı görmemişlikle "aaa, çok güzelmiş, muhakkak toplamalıyım" diyerek elime almaya..

Umarım bir aksilik olmaz ve özlemime kavuşurum..
Görüşmek üzere, sevgilerimle..
Herkese Güneşli Günler..

Mayıs 13, 2011

annem..

Hayatımdaki ilk kadına, hayatımdaki ilk kucaklamaya bu yazılanlar..

Seni anlatmak çok güç annecim.
Sana annecim diyebilir miyim anne? Seni sana hediye etmek isterdim, çünkü sen yaşamımın bana en güzel hediyesisin..

Ben bir an soluksuz kalmadım, korkmadım gece yarıları! En çok kaybetmekten korktum oyuncak bebeğimi. Sen benim oyuncak bebeğimdin anne. Hep sana annelik yaptım oyunlarımda, bana yaşattıklarını yaşatmaya çalıştım sana. Hani o düşünmez gibi yapıp ta sevginin içinde coştuğu bir bakışın var ya işte bir tek onu beceremedim. Ben ilk oyuncak bebeğime senin adını verdim

SENİ ÇOK SEVİYORUM ANNECİM.

Sen gülerken bana bir bahçe veriyorsun lavanta dolu. Sen kokuyor yattığım yastık. Oyuncak bebeğimde beni seviyor mudur? Ah şimdi burada olsa da konuşsa. Anlatsa ona nasıl dokunduğumu, her an onu nasıl düşündüğümü, karnı aç mı? - üşüyor mu? -acaba şimdi nerede deyişlerimi anlatsa. Sonra onu nasıl herkesten kıskandığımı..
Anneciğim oyuncak bebeğim olur musun?
Benim kızım, tekne kazıntım olur musun?
Bende seni dizime yatırıp, sırtını kaşıyarak uyutmak, uyuduğun yerden kucağımda yatağına taşımak istiyorum.

Seni belki kızım gibi değil ama, seni yaşamın bana hediyesi, seni dünyanın en güzel annesi olarak seviyorum.
Annecim, küçük kızın sana hayran ve seni çook seviyor..
İyi ki varsın..

Mart 01, 2011

mavi bileklik 2..

              camların ateşle buluşup şekil almasından sonra mandreldeki duruşları..


ve boncuklarımın mandrelden çıkıp ta bileklik olmuş hali :)
bakalım beğenecek misiniz?
:)

Şubat 28, 2011

Şubat 26, 2011

damla boncuk..





yeşil..

                                                      nazar boncuğunun yeşille buluşması..

Şubat 25, 2011

benim için anlamı çok..

Canımın çok sıkkın olduğu bir anda okudum ve gözlerim doldu..

Benim için anlamı çok büyük olan bir hediye aldım..
İşte hediyem tam da  burada ..
Çok teşekkür ederim..

İki güzel kelime Kaymak ve Kadayıf.. ve iki güzel insan Sinem ablam ve eşi..

En temiz duygularla her şeyi paylaşmanın, kahve yanına çifte kavrulmuşun yakışmasının, gidilen turnede yere yatak örtüsü serip te yapılan kahvaltı keyfinin, korkuların-sevinçlerin-heyecanların paylaşılmasının, bakışlardan ruh hali analizinin, iş yerinde en sıkıldığım anlarda kafamı kaldırdığımda gördüğüm hayat dolu simanın, yanından ayrılırken içimden birşeyler kopuyormuş gibi hissedişimin bir anlamı varmış..

Ailemize bir küçük aile daha katmışız, Kaymağıyla Kadayıfıyla ve eşiyle Sinem ablam..

Yüreğimin en temiz köşesinden, kendisine-ailesine ve hayallerine kocaman bir nazar boncuğu iliştiriyorum, iyi ki varsın..

Sıcacık Sevgilerimle..

göz nuru...

göz nuru..

nazar bileklik..

karma..








Şubat 16, 2011

aşk tesadüfleri sever..


Bazen ilk görüşte bilirsin, o insan senin kaderindir. Bazen bir ömür ararsın bulamazsın..
Özgür, Deniz ve Ankara..
Geleceğe atılan adımların geçmişe nasıl da değdiğinin ispatı..
Aynı hastanede yan yana doğan 2 bebek, aynı mahallede bisiklete binen mahallenin fotoğrafçısının oğluna aşık bir güzel kız.. Ankara’nın en sıcak zamanları ve en sıcak sokakları..Küçücük masum bir öpücük..

“İstanbul’a gidip te dönen gördün mü hiç?” sözüyle İstanbul’a uğurlanan biri fotoğrafçı biri oyuncu 2 genç..

Aşkın cesaret istediğinin, aşk için nelerden geçildiğini ve aynı anda aynı kadere yazılmanın anlamını anlatan müzikleri günlerce kulaklarda kalan, her duyulduğunda içinde çiçekler açtıran çok güzel bir film..
Yönetmen: Ömer Faruk Sorak
Oyuncular:Cansel Elçin, Altan Erkekli, Mehmet Günsür, Cezmi Baskın, Batuhan Karacakaya, Yiğit Özşener, Şebnem Sönmez, Hüseyin Avni Danyal, Belçim Erdoğan, Ayda Aksel, Müge Boz, Caner Karamukluoğlu, Reyhan Asena Keskinci, Arif Keskiner, Yılmaz Gruda, Zafer Demircan, Ayşe Arman, Berkant Keskin, Berna Konur, Hakan çimenser, Pınar Çağlayan, Ümit Bülent Dinçer
Senaryo: Evren şit, Ipek Sorak
Yapımcı: Oğuz Peri
Görüntü Yönetmeni:Veli Kuzlu
Müzik: Şebnem Ferah, Teoman, Demir Demirkan, Müslüm Gürses, Ozan Çolakoğlu, Tanju Okan, Redd, Tnk, R.e.m.
Filmin Websitesi: www.asktesaduflerisever.com
Süre: 1 saat 27 dk
Gösterim Tarihi: 04 Şubat 2011 (Türkiye)

Küçük bir kutunun içine neler saklanabilir ki? çocukluk aşkı?
Film sonrasında her imkansız şeye aynı soruyla yaklaşıyor içimdeki yüz..
-          Olamaz mı?
-          Olabilir..

rengarenk..

hepsini ateşte tek tek işledim, sonra da avcumun içinde ateşi hissettim..

boncuk akını..

onlara bir şey olacak diye aklım çıkıyor..
ayakkabı kutularının içini elyafla kaplayıp, ya da gözlük kutularında saklıyorum..
en güzeli de bunları zincirle, deriyle buluşturduktan sonra birilerinin üzerinde görmek oluyor..

camın en güzel özelliği, her birinin diğerinden farklı olması, isteseniz de aynısını yapamayaşınız..
her seferinde eşsiz bişeyle buluşmak güzel..


el ele..

göz bebeklerininin takıyla buluşması..



Şubat 15, 2011

uğurum böceeem..

Kırmızının, beyaz ve siyahla buluşması şölen oldu benim için..
acaba yapabilir miyim diye bir denemeydi, sonra bi baktım ki her seferinde daha da canlanıyor..
:)
herkese uğur getirmesi dileğiyle..